HABERLER
3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü Günüdür!
Dünya fikren yoksulluğa mı düşüyor? Özgürlük hassasiyetleri yerinde mi sayıyor yoksa adım adım geriliyor mu? Herkesin kendi derdine, kabuğuna çekildiği, yeni, çatışmacı, karmaşık ve güvenilmez bir dünya düzeneği mi kuruluyor? Öyle ise eyvah! Eyvah ki ne eyvah hem de?
Elbet, kısmi ve geçici geri çekilmeler mümkün olabilir…Ama dünyada olmak, dünyalı olmak, dünyayı tüm insanlar ve insanlık için katlanabilir, layıkıyla yaşanabilir bir yer yapmak demek…bunun için özgürlüklerin altını bıkmadan usanmadan sürekli bir biçimde kalın çizgiler ile çizmek lazım…çünkü özgürlüğün gücü, insanlığın özgürleşmesinin gücüdür ve bu güç evvela basının özgürlüğünden geçer. Tüm popülist ve diktatoryal güçler öncelikle ve özellikle basına karşı saldırıya geçer, onu yasaklarla susturmayı dener. Çünkü basının konuşan mekanizması dumura uğratıldıktan sonrası kolaydır… her türden özgürlük hakkı, çalışma, kendini ifade etme, yargının bağımsızlığı gibi pek çok toplumsal alan kolayca etkisiz hale getirilebilir, yasama da tek sesli ve donuk olmaya mahkum edilir…böyle bir ortamda basın sahici ve yol gösterici vasfını yitirir. Goerge Orwell, basının asli görevinin, bilinmeyen gerçekleri açıklamak olduğunu söylemişti onyıllar evvel. Bilinen şeyleri yazmaksa piar çalışmasıydı ona göre…
Ülkemizde matbuat alemine göz attığımızda hazin ve hüzünlü bir hal ile karşılaşıyoruz ne yazık ki… sahibinin sesi onca gazetecik ve onca kalemcik sefilleri bile oynayamayacak bir hüsran ve hezeyan içindedir. Ülkede hoşgörü değil, horgörü iklimi sert bir kışa dönüşmüş durumda ve kalıcılaştırılmak istenmektedir bu medya düzeninde. Oysa, o sahte manşetler ve köşeler gün olur, en ufak bir sarsıntıda arazi olur veya karşısına geçer iktidarın. Çünkü, çıkar düzeninin kanunudur bu…oysa, özgürce yazmak ve çizmek bir toplumun sağlıklı oluşunun teminatıdır da… hakaret içermeyen her yazı, eleştiriyi düşünsel düzlemde sürdüren her karikatür bu toplumun gücüne güç katar gerçekte…bunu anlamayan veya anlamak istemeyenler oluşmakta olan o sisin ardından gelen çığı göremeyip altında kalırlar…ki, sadece kendileri değil toplum da kısmen kalır o çığın altında. Oysa, Rousseau’nun dediği gibi, “Hürriyet insanı asil yapar.” O halde, toplumsal bir bütün olarak asil kalmak için her yerde ve her zaman özgürlük ve illa ki, basın özgürlüğü talep etmeliyiz. Dünya Basın Özgürlüğü Günü, ülkemizde bunu bilme, hatırlama ve hatırlatma günü olmalıdır…
Karikatürcüler Derneği Yönetim Kurulu adına
Metin PEKER
Karikatürcüler Derneği Başkanı
Karikatür: İbrahim Tuncay