HABERLER
Anti faşist, anti amerikancı, bir devrimci, karikatürcü Yalçın Çetin
Anti faşist,
Anti amerikancı,
Bir devrimci,
Karikatürcü dostumuz Yalçın Çetin’i
ölümünün 41. yılında özlemle anıyoruz.
Yalçın Çetin 1934’de İstanbul’da doğdu. İlk karikatürleri 1947 yılında Doğan Kardeş Dergisi’nde yayımlandı. Çocuk dergileriyle siyasal güldürü dergilerinde başlayan çizgi denemeleri, 1952’den sonra yoğun biçimde gazetelerde sürdü. Bu nedenle öğrenim gördüğü Devlet Güzel Sanatlar Akademisinden ayrıldı. Çok yönlü çizgi çalışmalarını Akbaba ve Taş Dergileriyle, Tan, Ulus ve Tanin Gazetelerinde sürdürdü. Karikatürle birlikte Çizgi romanlar, başlık yazıları, öykü resimleri, kitap kapakları da üretti. 1961 yılında çizgi film alanında çalışmalar yapmak için Almanya’ya gitti. Münih’de 4 yıl TV ve Sinema için reklam filmleri üretti. ,Filmleri, İspanya ve Fransa’da gösterildi. 1964 yılında yurda döndükten sonra çizgi film çalışmalarını sürdürdü. “Boş Oda” ve “Evliya Çelebi” adlı filmleri ilk akla gelenler. Yurt içinde ve dışında birçok sergiye katıldı. Yapıtları, Gabrova ve Tolentino Mizah Müzelerine alındı. Ölümünden kısa bir süre önce Gabrova (Bulgaristan) Mizah ve Hiciv Evi tarafından dünyanın en iyi 100 karikatürcüsünden biri seçildi. 14 Nisan 1977’de Istanbul Basınköy’de kaybettiğimiz Yalçın Çetin’in “Vatan Millet Sakarya” (1974) ve “Dosya” (1977) adlı iki karikatür albümü yayınlanmıştır.
Yalçın Çetin arkadaşımdır.
Onunla sürekli çizgi konusunu konuşurduk. Bir çizgi huzursuzluğu vardı. Kendi çizgisini sorguluyordu. Bu arayış Yalçın Çetin’e yeni ufuklar açacaktır. Gerçekten de Yalçın Çetin, karikatürün yanısıra çizgiroman, başlık yazıları, hikaye resimleme, kitap kapakları gibi çeşitli alanlarda çalışabiliyordu. Bütün bu işlerle farklı çizimler deniyordu. “Benim çizgim hangisi?” temel sorusu olmuştur. 1960 döneminde Yalçın Çetin Cağaloğlu’ndan Beyoğlu’na taşınır. Kısa bir süre sonra da Almanya’nın Münih kentine yerleşir. Bütün bu hareketlilik içinde karikatür çizimini bırakmış değildir. Yalçın Çetin çizgi film tekniğini öğrenmek için Münih’te insel-film stüdyosuna çırak olarak girer. Bir süre sonra, çırak olarak girdiği yerde ustalığa, birinci animatörlüğe yükselir. 1964 yılında Almanya’dan kesin dönüş yapar. Dönüşünde artık yıllardır aradığı çizgiyi bulmuştur. Bunun bir hikayesi var. Yalçın Çetin Münih’te koyu bir Alman milliyetçiliği ile karşılaşır, Çizgide bir Alman uslubu yaratmak onların en köklü tutkularıdır. Böyle bir ortamda Yalçın Çetin’de kendi ülkesinden örnekler arayacaktır. Sonunda Karagöz-Hacivat çizimlerine ağırlık verecektir. Vardığı sonuçlar harikuladedir. Karagöz, animasyon ve karikatür, aynı çizimlerde birbirine bağlanmış olur, ancak Yalçın Çetin’i erken yitirdik. 1977 yılında 43 yaşında öldüğü zaman arkasında büyük projeler bırakıyordu. Nitekim Yalçın Çetin, Walt Disney’in anlayışınıa karşı bir Karagöz-Hacivat dünyası çıkarmaya uğraşıyordu. Bu amaçla yaptığı yüzlerce deneme yarım kalmış oldu.
Ferit ÖNGÖREN
Karşılıklı mahallerde otururduk Yalçın’la.
O Piyalepaşa camisinin yanındaki evde, ben Hacıhüsrev’de. iki tepe mahalle arasında dere akardı. “Kasımpaşa Deresi”. Bostanlar arasından akan derenin üstünde küçük bir taş köprü vardı. Mimar Sinan yapımı. Camiyle eş zamanlı yapıldığı söylenirdi. Yaiçın’ı tanıdığımda Piyalepaşa futbol takımının kalecisiydi, karşılıklı top oynardık. Unutmadığım bir resimdir. Kısa pantolon üstüne uzun kollu, boğazılı, vücuduna bol gelen, yeşil renkte bir kazak giyerdi. O sıralar Yavrutürk’e karikatür çizdiğini söylerdi. Birlikte Hafta Dergisi’ne karikatür götürüyorduk. Birçok dergi ve gazetelerde çizdik, en uzun birlikteliğimiz Akbaba’da oldu. Genç evlendi, evliliğini yine aynı mahallede ana-baba evinde sürdürüyordu. O günlerde yasak yayınlar arasında olan John Steinbeck’in “Bitmeyen Kavga” romanını evlilik hediyesi olarak vermiştim. Nasıl gizlediğini sorduğumda, “Gelin karyolasının başucunda duran Kuranı kerim kılıfının içinde” demişti. iyi bir okurdu Yalçın; yaşadıklarından ve okuduklarından edindiği birikimlerini ve sanatçı duyarlılığını içinde yetiştiği sınıfı için kullandı. Halkının mutluluğu için çizdi, çizgisini sürekli gençleştirdi. Ne yazık ki onu genç yaşta kaybettik ve iyi ki iki kitap bıraktı bize. Bu kitapla birlike O’nu anıyoruz.
Tonguç YAŞAR
Yalçın Çetin Dostlarıyla